2022 DUS Sınavı – Klinik Bilimler

I.    Rezin modifiye cam iyonomerlerden daha fazla florid salımı yaparlar.

II.    Diş dokusuna bağlanmaları için uygulanmaları öncesinde adeziv sistem uygulanmalıdır.

III.   Aşınma dirençleri rezin modifiye cam iyonomer ile kompozit rezin arasındadır.

I.    Asidüle fosfat florür (%1,23)

II.    Gümüş diamin florür (%38)

III.   Yüksek florürlü diş macunları

I.    Elastik modülü yüksektir.

II.    Çürüksüz Sınıf V restorasyonlarda kullanımları fayda sağlayabilir.

III.   Geniş kompozit restorasyonların altına stres kırıcı olarak uygulanabilir.

IV.  Pit ve fissür örtücü olarak kullanılmamalıdır.

Anterior bölgede yapılan tam seramik bir sabit restorasyonun rezin simanla simante edileceği bir hastada preparasyon sonrası geçici restorasyonların simante edilmesi planlanıyor.

I.    Derin dikey kapanışı olan vakalarda uygulanması kontrendikedir.

II.    Preparasyonda singulum/okluzal tırnak şeklinde vertikal durdurucuların hazırlanması önerilir.

III.   Retansiyonu artırmak amacıyla preparasyon marjini subgingival hazırlanmalıdır.

I.   Dudakların incelmesi

II.    Nazolabial oluğun derinleşmesi

III.   Kolumella ile filtrum arasındaki açının azalması

Aşağıda modeli görülen, mevcut doğal dişlerin periodontal destekleri sağlıklı ve rezidüel kret yükseklikleri yeterli olan bir vaka için hareketli bölümlü protez restorasyon planlanacaktır.

I.   Daimî obturatör yapımına postoperatif 3.-4. aydan sonra geçmek uygundur.

II.    Daimî obturatörlerde stabilite, rezeksiyon sonrası kalan dişler ve mukozadan sağlanmalıdır.

III.   Tedavi obturatörlerinde yumuşak astar materyali kullanımı hastanın konforunu artırır.

Sağ temporomandibular ekleminde ağrı ve ses şikâyetleriyle başvuran hastanın muayenesinde, sağ eklemde resiprokal klik, sağ eklemde palpasyonda hassasiyet, sağ ve sol masseter kaslarında hassasiyet ve ağzın açılması sırasında deviasyon görülüyor. Maksimum ağız açıklığının normal sınırlarda olduğu saptanıyor. Radyolojik incelemede eklem yüzeylerinde dejeneratif değişiklik tespit edilmiyor.

         I.   Radyoterapinin uygulandığı bölge

II.  Hastanın ağız hijyeni

III. Toplam radyasyon dozu

Kırk beş yaşındaki kadın hastadan yirmi yaş dişlerinin değerlendirilmesi amacıyla alınan panoramik radyografta mandibular premolar ve molar bölgede, bilateral, diş kökleri ile ilişkili, düzenli sınırlı, radyolüsent alanın merkezinde radyoopasiteler izleniyor. Klinik muayenede bilateral 1. ve 2. molar dişlerinde tek yüzlü kompozit dolguları olduğu ve bu dişlerle ilgili herhangi bir ağrı ya da şişlik şikâyeti olmadığı öğreniliyor. Lezyonla ilişkili dişlere vitalite testleri yapılıp ilgili dişlerin vital olduğu belirleniyor.

Kırk beş yaşındaki erkek hasta, sağ bukkal mukozasında 1,5 yıldır var olan, beyaz lezyon nedeniyle başvuruyor. Klinik muayenede lezyonun homojen beyaz plak şeklinde olduğu, yüzeyden kabarık, düzgün sınırlı ve kazımakla uzaklaşmadığı saptanıyor. Öyküsünden, hastanın 4 sene önce böbrek nakli olduğu öğreniliyor.

Yirmi sekiz yaşındaki erkek hasta 2 senedir tekrarlayan ağız içi aftları şikâyetiyle başvuruyor. Öyküsünden karın ve eklem ağrısı, kilo kaybı ve diyaresi olduğu öğreniliyor. Hastanın muayenesinde oral mukozada aftöz lezyonların yanı sıra alt bukkal sulkus mukozasında mukozal katlantılar, gingivitis, angüler şelitis ve granülomatöz şelitis saptanıyor.

Elli beş yaşındaki erkek hasta sol yanak bölgesinde dolgunluk ve ağrı şikâyetiyle başvuruyor. İntraoral muayenede total dişsizlik görülüyor. Panoramik radyografta sol maksiller sinüsü tamamen kaplayan radyoopasite dikkat çekiyor. İlgili bölgenin konik ışınlı bilgisayarlı tomografi koronal kesitlerinde sol maksiller sinüsün tamamını kaplayan uniform radyoopasite ve sinüs ostiumunda tıkanıklık ile birlikte orbitanın inferior kortikal sınırında yıkım belirleniyor.

    I.       Nazal septum

II.      Servikal vertebra

III.     Maksiller sinüs

Radyografisi alınmak üzere radyoloji kliniğine gelen hastadan öncelikle yüzünü film reseptörüne çevirmesi daha sonra da başını öne doğru eğmesi isteniyor. Frontal bölgesi reseptöre temas eden hastadan ağzını açması isteniyor. Merkezî ışın reseptöre dik ve midsagital düzleme paralel olarak veriliyor.

I. Foton sayısının artması

II. Işının penetrasyon gücünün artması

III. Görüntünün densitesinin artması

I. Keratinositlerin proliferasyonu çoğunlukla stratum bazale tabakasında olur.

II. Melanin salgılayan hücreler epitel içinde yer alır.

III. Merkel hücreleri epitel dokusunun derin tabakalarında, sinir sonlanmalarına komşu bölgelerde bulunurlar.

IV. Dentirik bir hücre olan Langerhans hücreleri makrofaj benzeri, mononükleer fagositik sisteme ait hücrelerdir.

I. Periodontal ligamentte inflamasyon

II. Yüksek frenulum

III. Antagonist diş eksikliği

IV. Hamilelik

V. Okluzal travma

Ağzında 28 diş olan, sigara içmeyen ve medikal bir problemi olmayan 70 yaşındaki kadın hastanın alt anterior ve üst molar bölgede yer alan toplam 6 dişinde interdental klinik ataşman kaybı 6 mm, sondlamada cep derinliği 7 mm ve radyografik alveoler kemik kaybı %50 olarak ölçülüyor. Klinik ve radyografik muayene sonrasında herhangi bir dişinin periodontal sebeple çekim endikasyonu olmadığı belirleniyor.

I. Monozigotik ve dizigotik ikizlerde, periodontitis dağılımını inceleyerek genetik ve çevresel faktörlerin etki oranının belirlenmesine yönelik “ikiz çalışmaları”

II. Aile içinde farklı jenerasyonların birlikte değerlendirilmesi ile ailesel geçişte resesif ve dominant yatkınlık genlerinin araştırıldığı “segregasyon analizi”

III. Periodontitisli ve sağlıklı bireylerde periodontitis patogenezinde rol oynayabileceği öngörülen aday genlerin incelenmesi için “aday gen analizi”  

Sadece sol üst 2. premolar ve 1. molar dişleri eksik olan hastada dişsiz alana komşu dişlerde restorasyon ve madde kaybı olmadığı görülüyor. Klinik ve radyografik değerlendirme sonucunda dişsiz alandaki alveoler kemiğin bukkolingual ve vertikal boyutlarının ve interark mesafelerin dental implant uygulaması için yeterli olduğu görülüyor. Dişsiz 2. premolar bölgesine 4 mm çaplı ve 1. molar bölgesine de 5 mm çaplı bir dental implant yerleştirilmesi planlanıyor.

Sekiz yaşındaki kız hasta alt çenesinin önde olduğu şikâyetiyle getiriliyor. Klinik muayenede dişler tam kapanıştayken alt çenenin üst çeneye göre 5 mm önde olduğu saptanıyor. Yapılan sefalometrik değerlendirmede üst çenenin kafa kaidesine göre sagital konumunu gösteren açının normalden 5° az olduğu, alt çenenin sagital konumunu gösteren açının normal değerde olduğu ve vertikal yön konumunu gösteren açının ise azaldığı belirleniyor.

I.    Alt 1. molar dişlerde distale hareket

II.    Alt 1. molar dişlerde ekstrüzyon

III.   Alt keser dişlerde öne hareket

I.    Diastema miktarı

II.    Kesicilerin labio-lingual eğimi

III.   Dentisyonun erken veya geç dönemde olması

I.    Peritübüler dentin

II.    Fibroblast

III.   Kollajen fibril

I.    Şiddetli renk değişikliğinin gözlendiği vakalarda sodyum perborat, hidrojen peroksit ile karıştırılabilir.

II.    Kök kanal ağızlarına bariyer yerleştirilmesinin esas amacı renklenmenin tekrarlanmasını engellemektir.

III.   Bu tedavilerin önemli bir komplikasyonu eksternal servikal kök rezorpsiyonunun gözlenmesidir.

I.    Eğelerin sap kısımlarının renkleri

II.    Eğelerin yatay kesitleri

III.   Eğelerin koniklik miktarları

IV.  Eğelerin uç çapları

I.    Çalışma boyunun tespitinde

II.    Horizontal kök kırığının tespitinde

III.   Ekstra kanal tespitinde

I.    Klorheksidin ile karıştırılması antimikrobiyal etkinliğini azaltır.

II.    Enterococcus faecalise karşı oldukça etkilidir.

III.   Kök kanallarından uzaklaştırılması zordur.

Sol alt bölgede özellikle yemeklerden sonra ağrı şikâyetiyle getirilen 9 yaşındaki kız çocuğunun ağız içi muayenesinde 75 no’lu dişinde yaygın bir çürüğe rastlanırken, periodontal dokuların sağlıklı olduğu gözleniyor. Periapikal radyografında derin dentin çürüğü dışında herhangi bir patolojiye rastlanmıyor. Lokal anestezi altında tedavisine başlanan hastanın 75 no’lu dişinin çürük kavitesinin dış sınırları yüksek hızlı el aletine takılan elmas frezle oluşturuluyor. Yumuşak çürük dentin dokusu ekskavatör ve yavaş dönen el aletleriyle periferden merkeze doğru temizleniyor.

Bu tabloda tarif edilen operatif teşhis kriterlerine göre;

I.  Kavite preparasyonu sırasında oluşan iğne ucu büyüklüğünde bir çürüklü perforasyon varlığında kanama kontrol altına alınırsa direkt pulpa kaplaması yapılır.

II. Kavite preparasyonu sırasında oluşan iğne ucundan büyük bir çürüklü perforasyon varlığında kanama miktarına ve perforasyon boyutuna bakılmaksızın pulpa odasının tavanı kaldırılarak kron pulpası çıkarılır. Kanal ağızlarındaki kanama kontrol altına alınabilirse pulpotomi işlemi uygulanır.

III.   Kavite preparasyonu sırasında birden fazla çürüklü perforasyon bölgesi oluştuğunda, kron pulpasında hiç kanama olmaması durumunda pulpa odasının tavanı kaldırılarak kron pulpası çıkarılır. Kanal ağızlarındaki kanama kontrol altına alınarak pulpotomi işlemi uygulanır.

IV.  Kavite preparasyonu sırasında oluşan çürüklü perforasyon bölgesinde püy tespit edilirse pulpektomi işlemi uygulanır.

Dil, damak, diş eti ve dudak çevresinde veziküler lezyonlar ve boğaz ağrısı nedeniyle getirilen 4 yaşındaki kız çocuğun anamnezinden yüksek ateş ve iştahsızlık şikâyetleri de olduğu öğreniliyor. Klinik muayenede aynı zamanda avuç içlerinde de benzer lezyonlar olduğu görülüyor.

·        Otozomal resesif geçiş gösterir.

·        Mine hipoplazisi görülür.

·        Tükürük kalsiyum ve pH düzeyleri yüksektir.

·        Solunum yolu hastalıkları ve gastrointestinal problemlerle karakterizedir.

·        Genel anestezi altında hastanın tedavi edilmesi risklidir.

Sıkıntılı, uzun süren, zor bir doğum sonrasında dünyaya gelen çocuğun dişlerinde fetal distresin yol açtığı gelişimsel mine defektlerinin görülmesi beklenir.

I.     Daha ince dentin köprüsü oluşturması

II.    Histolojik olarak doku cevabının daha iyi olması

III.   Çözünürlüğünün daha fazla olması

IV.  Örtücülüğünün daha fazla olması

I.     Ortodontik braket uygulaması

II.    Fissür örtücü uygulaması

III.   Paslanmaz çelik kron uygulaması

IV.  İntraligamenter anestezi uygulaması

V.   Rubber dam uygulaması